KAKASBOS. BİR SÜVARİ TARİKATI MI?
Burdur, Tefenni'nin güneybatısında Kakasbos kutsal alanı. Thomas Corsten ve Oliver Hülden, Kibyratis Araştırmaları 2010, ANMED 2011
M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda Kuzey Likya-Güney Frigya-Güneybatı
Pisidia bölgesinde, kaya kabartmalarında ve adak stellerinde işlenen yeni bir
kült figürüyle karşılaşıyoruz. Eli sopalı bir atlı kahraman olarak betimlenen
Kakasbos bu bölgelerin kent yerleşimleri dışındaki yüksek kayalık kesimlerinde sıkça
görülmekte, ancak yerleşim yerlerinde adına inşa edilmiş bir tapınak ya da
kutsal alana rastlanmamaktadır. Eli sopalı biçimiyle Herakles’i andıran
kahraman / tanrıya ilişkin herhangi bir mit bulunmamakta, bu da, kökenine dair çıkarımlarda
bulunmayı güçleştirmektedir.
Burada, Kakasbos’un kimliğini, aynı dönemde Gaziantep
kökenli Jupiter Dolichenus ve Tarsus kökenli Mithras gibi Roma askerleri
arasında popülerlik kazanmış yeni kültler çerçevesinde kavramaya çalışacağım.
Kakasbos kültünün yaygın ilgi gördüğü Güney Frigya-Kuzey
Likya bölgesindeki Kibyra’da, Strabon’un anlattıklarına göre önemli sayıda bir
süvari birliği bulunmaktaydı. Strabon’a göre Kibyra, liderlik ettiği dörtlü
şehir konfederasyonuna 30.000 piyade ve 2.000 süvari temin edebiliyordu. Rakamlar
abartılı görünse de, Kibyra’nın deri ve demir işleyiciliği alanındaki başat
konumu kentin hatırı sayılır bir askeri güce altyapı sağladığını
göstermektedir.
Askerlerin ortodoks inanca paralel bir inancı benimsemesi
sık görülen bir durumdur. Osmanlı yeniçeri ocağı ana akım İslamdan ayrı olarak
Bektaşi tarikatını benimsemiştir. Askerlik hayatının risklerine ve disipline
istinaden ocaktan ayrılana kadar evlenmeme şartını kabul eden askerlere sivil
hayata dair kurallar hitap etmemekte, ayrıca özel kurallara biat gerektiren bir
tarikata üyelik mesleki ayrıcalık hissi vermektedir. Rodos şövalyeleri de
benzer şekilde ayrık bir tarikatı benimsemişler, Fatih döneminde Papa, Midilli
adasında Rodos şövalyelerine benzer Hz. Meryem merkezli bir şövalye tarikatının
kurulmasını tavsiye etmiştir.
Bu bağlamda Kakasbos’un Kuzey Likya-Güney Frigya-Güneybatı
Pisidia bölgesinde eğitim alan süvari birlikleri için, adına yemin ettikleri
bir savaşçı tanrı olarak benimsenen bir tanrı / kahraman olması olasıdır. Belki
de kırsal alanda yüksek kayalık kesimlerdeki kabartmalar, birliklere yeni
alınan süvarilerin yemin törenlerinin gerçekleştirildiği mekanları işaret
ediyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder